Kemoterapim İşe Yarıyor mu ? FLT PET Taraması Hızlı Bir Cevap Verebilir

KanseriTedaviEt.com | Salı, Mart 17, 2009 | 0 yorum » | Yazı boyutu : Yazı boyutunu büyüt Yazı boyutunu küçült

Kemoterapi04.03.2009 tarihli bu habere Kanser Araştırmaları Entstitüsü'nün web sitesinde rastladım. MSNBC tarafında yayınlanan haberde, yeni bir tarama yönteminin kemoterapinin kanser tedavisi üzerindeki sonuçlarını çok daha hızlı bir şekilde gösterebildiğine, böylece gereksiz tedavilerin de önlenerek hastaların tedavi sonuçlarını daha çabuk görebileceğine değiniliyor.

Akciğerlerinin kanserle kaplandığını öğrendikten sonra Mike Stevens’ın kemoterapiye başlaması sadece bir hafta aldı – fakat bunun herhangi bir yararı olup olmadığını görmek için altı hafta beklemesi gerekti.

"Bütün bu acıyı çekiyorsunuz ve bilmek istiyorsunuz, yaşayabilecek miyim? Bütün bunlar işe yarıyor mu?" diyor Kaliforniyalı, 48 yaşındaki Stevens. "Hayatınız zindana dönüyor. "

Bir tedavinin tümörlerin sayısını azaltıp azaltmadığını veya en azından büyümesini durdurup durdurmadığını görmek, doktorların haftalarını hatta aylarını alıyor. Ancak araştırmacılar; hastaların arafta kalma süresini azaltacak, kemoterapinin işe yarayıp yaramadığını birkaç gün içinde gösterebilecek yeni bir tıbbi tarama yöntemi üzerinde çalışıyor.

Böylesine hızlı bir yöntem; hem hayat hem de para kurtabilir, doktorlara etkisiz bir ilacı daha çabuk değiştirme şansını verebilir, pahalı ama faydasız tedavileri azaltarak sağlık hizmetleri için tasarruf sağlayabilir. Aynı yaklaşımın, yani gelişmiş tıbbi görüntüleme taramaları kullanımı, radyoterapide de faydası olabilir.

Bu deneysel görüntülemede bilinen bir hastane aygıtı kullanılır: PET (pozitron emisyon tomografisi) taraması, genellikle kanser tespit etmede ve kalp krizinin etkilerini belirlemede kullanılır. CT taraması ve MRI’lardan farklı olarak PET taraması; bir tümörün sadece boyutunu değil, içerideki etkinliğini de gösterir. Kanser tedavisinin etkilerini ölçmede kullanıldığında, görünüşte bir bulgu olmasa bile içten bilgi vererek, tedavinin tümöre nasıl bir etki yaptığını gösterir. PET taraması, hastada ilerlemelerin- aç kanser hücrelerinin yüksek miktarda kan şekeri yutması gibi – olduğu bölgeye, taramada gözüken radyoaktif bir madde enjekte ederek yapılır. Bunu gecenin geç saatinde mahallede kimin uyanık olduğunu anlamak için yatak odası pencerelerindeki ışıkları kontrol etmeye benzetebiliriz.

PET taraması, hastalığın tedavi öncesi durumunun tespiti veya nüksetme riskini kontrol için birçok kanser hastasına uygulanıyor. Fakat PET taramasının tedavinin etkisini görme amaçlı kullanımı, lenfoma tedavisi dışında yaygın değil.

Yeni bir araştırma; hem PET taramasını, hem de farklı bir izleme maddesinin enjeksiyonunu içeren yeni bir yöntem üzerinde çalışıyor.

New York Memorial Sloan-Kettering Kanser Merkezi’nden Dr. Steven Larson şöyle diyor : “Kan şekeri kullanımını izleyen standart tarama; göğüs, prostat, yemek borusu kanseri ve kalın bağırsak kanseri gibi vakalarda kullanıldığında yararlı oldu. Etkili bir tedavinin uygulanabileceği birçok tümörde çok faydalı olacağını düşünüyorum. Bazı deneyler, kemoterapinin sonucunu 10 gün ila 2 hafta içinde ortaya çıkardı.”

Araştırmacıların şimdiki amacı, prosedürün sigorta kapsamına sokulması için federal düzenleyicileri ikna etmek; bu da yöntemin düzenli kullanımının yolunu açacak. Dr Larson bunun gerçekleşmesin iki ya da üç yıl alacağını söylüyor.

Farklı bir radyoaktif maddenin enjekte edildiği, kemoterapinin etkisini daha çabuk gösteren yeni PET tarama yöntemi araştırmanın kapsamını oluşturuyor. Larson, tümörü öldürmektense büyümesini engelleyecek yeni ilaçların bulunmasında bu yöntemin oldukça yararlı olacağını düşünüyor.

Bu yöntemin adı FLT PET. Yöntem, adını fluorothymidine radyoaktif maddesinden alıyor ve kanser hücrelerinin bölünüp bölünmediğini görmemizi sağlıyor. Kontrol dışı bölünmeye kanserde sık rastlanır ve bunu baştan durdurmak kemoterapinin başarılı olmasını sağlayabilir.

"Umudumuz bir ya da iki doz kemoterapi uygulayıp, tümörün buna tepki verip vermediğini de bir iki gün içinde görebilmek" diyor Iowa Üniversitesi’nden Dr. Michael Graham ve ekliyor : “Tümör tepki vermezse doktorlar B planına geçebilir. Bu bize uygun bir tedavi uygulama fırsatı veriyor.

Graham, FLT PET üzerinde yapılan araştırmaların daha ilk aşamalarında olduğunu,henüz yeterince çalışma yayınlanmadığını, çalışmaların sayısı onu geçmediğini ve bunlarda incelenen hasta sayısının azlığının da kesin bir sonuca varmalarını engellediğini de vurguluyor.

Kore’de akciğer kanseri tedavisi gören – tıpkı, tedavinin cevap verip vermediğini görmek için altı hafta beklemek zorunda kalan Stevens gibi - 28 hastanın incelendiği rapor Graham’ı çok etkilemiş. Araştırmacılar; hastanın tedaviye cevap verip vermediğini, tedavinin başlamasından itibaren yalnızca 1 hafta içinde ve de yüzde 93’lük bir kesinlik payıyla söyleyebildiklerini bildirdiler.

Madison’daki Wisconsin Üniversitesi’nde yapılan daha küçük çaplı bir araştırmada; akut miyelositer lösemi (AML) hastası yedi kişiye, yoğun kemoterapi altında oldukları bir haftanın değişik günlerinde bu tarama yöntemi uygulandı. Normalde, doktorlar kemoterapinin işe yaradığını görebilmek için tedavi bittikten sonra bir ay bekliyorlar. Ancak FLT PET yöntemi, tedavinin başlangıcından yalnızca bir gün sonra cevap sundu.

"Sadece yedi kişinin incelendiği bir çalışmanın heyecan uyandırması zordur, " diyor çalışmacılardan Dr. Mark Juckett, "ancak bu az sayıdaki hasta arasından kemoterapiye olumlu ve olumsuz yanıt verecek olanlar, bize öngörülebilir gibi geldi."

Yapılan diğer ön çalışmalar; yeni PET teknolojisinin göğüs ve beyin kanseri, ayrıca lenfoma tedavilerini ölçümlemekte de kullanılabileceğini ortaya koyuyor.

Graham’ın tahmini, FLT PET taramasının tedavi ölçümlemede kullanımının on yıl içinde rutinleşeceği yönünde.

"Bir işe yaramadığı halde bu tedavilere binlerce dolar harcamak korkunç bir maddi kayıptır, " diyor Graham.

Nükleer Tıp Derneği’nin seçilmiş başkanı olan Graham; dernekle ilaç şirketleri arasında yapılan, FLT PET’in ilaç şirketlerinin deneysel kanser ilaçları çalışmalarına dahil edilmesi konulu müzakerelerde yer almış.

Zaman içinde, FLT PET’in deneysel tedavinin işe yarayıp yaramadığını daha hızlı şekilde cevaplandırabilmesi umuluyor. Böylece, işe yaramayan ilaçlar daha çabuk tespit edilebilecek ve bunları inceleyerek harcanan zaman azalacak. Bütün bunlar da şirketleri ağır bir masraftan kurtaracak. İlaç şirketi araştırması da, FLT PET’in tedavi izlemede kullanımını onaylaması için federal düzenleyicileri ikna edecek.

İlaç sanayii devi Merck & Co.’dan Dr. Samuel C. Blackman, nükleer tıp grubuyla yapılan müzakerelerin ayrıntıları üzerine yorum yapamayacağını; ancak FLT PET’in kendilerini heyecanlandırdığını söylüyor.

Akciğer kanseri hastası Mike Stevens, 2005 yılından bu yana kemoterapi görüyor ve hastalığı genellikle kontrol altındaydı. Tedavinin işe yarayıp yaramadığını bilememenin verdiği ızdırabın bitmesi ihtimali, bilim adamlarıyla beraber onu da mutlu ediyor.

"Sanki vücudunuz bağlanmış ve bir uçuruma 45 derecelik açıyla eğilmiş duruyorsunuz; birisi ipinizden çekip sizi kurtaracak mı yoksa bırakıp düşmenizi mi izleyecek bilmiyorsunuz, " diyor Stevens. "Tedavinin iyi gittiği haberini daha erken alabilirseniz... uğruna savaşacak bir şey var demektir. "

Bu yazı KanseriTedaviEt.com'da yayınlanmıştır - Kemoterapim İşe Yarıyor mu ? FLT PET Taraması Hızlı Bir Cevap Verebilir

Blog Widget by LinkWithin

0 yorum

Yorum Gönder

Bu ay en çok okunanlar