Yüksek Doz Kemoterapi, Akut Miyelositer Lösemi (AML) Hastalarının Ömrünü Uzatıyor

KanseriTedaviEt.com | Pazartesi, Mart 02, 2009 | 0 yorum » | Yazı boyutu : Yazı boyutunu büyüt Yazı boyutunu küçült

LösemiUlusal Kanser Enstitüsü'nün web sitesinde 18.11.2008 tarihinde yayınlanan habere göre, piyasadaki mevcut kemoterapi ilacı olan daunorubicin'i tedavilerinin başlangıcında yüksek dozda kullananlar, bu ilacı standart dozda kullananlardan daha uzun yaşıyor.

Daha önce bir tür kan ve kemik iliği kanseri olan Akut Miyelositer Lösemi (AML) tedavisi görmemiş olan, yaşları 16 ile 60 arasında değişen geniş bir hasta grubu üzerinde gelişigüzel olarak yapılmış klinik deneylerin ön sonuçları; piyasadaki mevcut kemoterapi ilacı olan daunorubicin'i tedavilerinin başlangıcında yüksek dozda kullananların, bu ilacı standart dozda kullananlardan daha uzun yaşadığını gösteriyor. Kullanımı aslen 1979 yılında Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi'nce onaylanan daunorubicin; DNA’nın yenilenmesini, onarımını engelliyor ve hücre ölümüne yol açıyor. Klinik deney, Ulusal Sağlık Enstitüsü’nün bir parçası olan Ulusal Kanser Enstitüsü tarafından finanse edildi ve Doğu Kooperatif Onkoloji Grubu liderliğindeki bir araştırmacı grubunca yürütüldü.

Deneyi denetleyen Veri İzleme Komitesi, (deney E1900 olarak bilinir, klinik deney kayıt numarası NCT00049517) çalışma ana hedefine ulaşıp yaşam süresindeki genel artışı ispatlayınca, geçici analizin sonuçlarının kamuya duyurulmasını önerdi. Araştırmacılar AML tedavisinde 1960’tan beri kullanılan standart ilaç olan ara-C (cytarabine) ile beraber daha yüksek dozda daunorubicin (tedavinin ilk üç gününün herbirinde vücut yüzey alanının metrekaresi başına 90 miligram veya 90mg/m²) kullanan hastaların yaşam sürelerindeki artış istatistiğindeki medyan değerinin 23.7 ay, buna karşın yine ara-C yanında standart dozda daunorubicin (tedavinin ilk üç gününün herbirinde 45 mg/m²) alan hastaların yaşam sürelerindeki artış istatistiğinin medyan değerinin ise 15.1 ay olduğu bulgusuna vardılar. Yaşam sürelerindeki bu fark istatistiksel olarak oldukça anlamlıydı. Diğer bir önemli bulguysa, grupların ciddi olan tedavi toksisitesi frekanslarında pek fark olmamasıydı.

Aralık 2004 ve Eylül 2008 arasında yapılan bu çalışmada daha önce kemoterapi tedavisi görmemiş 633 promiyeloktik olmayan Akut Miyelositer Lösemi hastası gözlendi. Hastalar; ilk olarak ara-C eşliğinde yüksek veya standart dozda daunorubicin alarak kemoterapi gören iki gruba gelişigüzel olarak ayrıldı. Bu tedaviye olumlu yanıt veren hastalar daha sonra ek bir tedavi daha gördü. Eylül 2008’e gelindiğinde 334 hasta çalışmanın bu safhasına geçmişti.

Kemik iliği nakli ve periferik kan kök hücre nakli, yüksek dozda kemoterapi ve/veya radyoterapi yüzünden yok olmuş kök hücreleri yeniden onarma işlemleridir ve AML hastalarına uygulanan ortak işlemlerdir. Bu deneyde olumsuz prognostik faktörler tespit edilen hastalar ve/veya dokuları uygun kardeş donörler, mümkün olduğunca hastaya yakın olmayan bir donörün dokusuyla tedavi edildiler. Standart dozda daunorubicin alanların yüzde 4.7’sine hastanın yakınından alınmamış hematopoietik kök hücre nakli yapılırken, bu ilacı yüksek dozda alanların yüzde 5.7’sine bu nakil yapılmış. Takip eden kemoterapi tedavisi veya hastanın kendisinden doku alınarak yapılan nakiller dikkate alındığında da iki grup arasında deneyin sonucunu etkileyen bir fark görülmedi.

Daunorubicin, Akut Miyelositer Lösemi için Amerikan Gıda ve İlaç İdaresi tarafından onaylanan bir ilaç olduğundan, hastalar bu deneyin sonuçlarından hemen faydalanabilirler. Ulusal Kanser Enstitüsü Kanser Teşhis ve Tedavi Bölümü başkanı James H. Doroshow şöyle diyor : "Bu deney, ancak Ulusal Kanser Enstitüsü sponsorluğundaki Onkoloji Kooperatif Grubu'nca incelenebilecek bir araştırma konusunun örneğidir, çünkü deneyde test edilen ilaç 30 yılı aşkın süredir bu hastalığın tedavisinde kullanılıyor ve çoktan onaylanmış bir ürünü test etmek ticari kuruluşlar için pek de cazip değildir."

Birleşik Devletler’de 2008 yılında yaklaşık 13.290 AML hastası teşhis edilecek. Hastaların çoğu yetişkin ve yarısı 60 yaşın altında. Sonuç olarak, Akut Miyelositer Lösemi hastalarının sadece yüzde 33’ü hayatta kalabiliyor ve hayatta kalma şansı hastanın yaşı yükseldikçe azalıyor. AML tedavisindeki gelişmeler büyük oranda, giriş tedavisine alınan ilk tepkiyi arttırabilmeye bağlı.

Bu yazı KanseriTedaviEt.com'da yayınlanmıştır - Yüksek Doz Kemoterapi, Akut Miyelositer Lösemi (AML) Hastalarının Ömrünü Uzatıyor

Blog Widget by LinkWithin

0 yorum

Yorum Gönder

Bu ay en çok okunanlar