Ulusal Kanser Enstitüsü'nün web sitesinde 18.11.2008 tarihinde yayınlanan habere göre, piyasadaki mevcut kemoterapi ilacı olan daunorubicin'i tedavilerinin başlangıcında yüksek dozda kullananlar, bu ilacı standart dozda kullananlardan daha uzun yaşıyor.
Daha önce bir tür kan ve kemik iliği kanseri olan Akut Miyelositer Lösemi (AML) tedavisi görmemiş olan, yaşları 16 ile 60 arasında değişen geniş bir hasta grubu üzerinde gelişigüzel olarak yapılmış klinik deneylerin ön sonuçları; piyasadaki mevcut kemoterapi ilacı olan daunorubicin'i tedavilerinin başlangıcında yüksek dozda kullananların, bu ilacı standart dozda kullananlardan daha uzun yaşadığını gösteriyor. Kullanımı aslen 1979 yılında Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi'nce onaylanan daunorubicin; DNA’nın yenilenmesini, onarımını engelliyor ve hücre ölümüne yol açıyor. Klinik deney, Ulusal Sağlık Enstitüsü’nün bir parçası olan Ulusal Kanser Enstitüsü tarafından finanse edildi ve Doğu Kooperatif Onkoloji Grubu liderliğindeki bir araştırmacı grubunca yürütüldü.
Deneyi denetleyen Veri İzleme Komitesi, (deney E1900 olarak bilinir, klinik deney kayıt numarası NCT00049517) çalışma ana hedefine ulaşıp yaşam süresindeki genel artışı ispatlayınca, geçici analizin sonuçlarının kamuya duyurulmasını önerdi. Araştırmacılar AML tedavisinde 1960’tan beri kullanılan standart ilaç olan ara-C (cytarabine) ile beraber daha yüksek dozda daunorubicin (tedavinin ilk üç gününün herbirinde vücut yüzey alanının metrekaresi başına 90 miligram veya 90mg/m²) kullanan hastaların yaşam sürelerindeki artış istatistiğindeki medyan değerinin 23.7 ay, buna karşın yine ara-C yanında standart dozda daunorubicin (tedavinin ilk üç gününün herbirinde 45 mg/m²) alan hastaların yaşam sürelerindeki artış istatistiğinin medyan değerinin ise 15.1 ay olduğu bulgusuna vardılar. Yaşam sürelerindeki bu fark istatistiksel olarak oldukça anlamlıydı. Diğer bir önemli bulguysa, grupların ciddi olan tedavi toksisitesi frekanslarında pek fark olmamasıydı.
Aralık 2004 ve Eylül 2008 arasında yapılan bu çalışmada daha önce kemoterapi tedavisi görmemiş 633 promiyeloktik olmayan Akut Miyelositer Lösemi hastası gözlendi. Hastalar; ilk olarak ara-C eşliğinde yüksek veya standart dozda daunorubicin alarak kemoterapi gören iki gruba gelişigüzel olarak ayrıldı. Bu tedaviye olumlu yanıt veren hastalar daha sonra ek bir tedavi daha gördü. Eylül 2008’e gelindiğinde 334 hasta çalışmanın bu safhasına geçmişti.
Kemik iliği nakli ve periferik kan kök hücre nakli, yüksek dozda kemoterapi ve/veya radyoterapi yüzünden yok olmuş kök hücreleri yeniden onarma işlemleridir ve AML hastalarına uygulanan ortak işlemlerdir. Bu deneyde olumsuz prognostik faktörler tespit edilen hastalar ve/veya dokuları uygun kardeş donörler, mümkün olduğunca hastaya yakın olmayan bir donörün dokusuyla tedavi edildiler. Standart dozda daunorubicin alanların yüzde 4.7’sine hastanın yakınından alınmamış hematopoietik kök hücre nakli yapılırken, bu ilacı yüksek dozda alanların yüzde 5.7’sine bu nakil yapılmış. Takip eden kemoterapi tedavisi veya hastanın kendisinden doku alınarak yapılan nakiller dikkate alındığında da iki grup arasında deneyin sonucunu etkileyen bir fark görülmedi.
Daunorubicin, Akut Miyelositer Lösemi için Amerikan Gıda ve İlaç İdaresi tarafından onaylanan bir ilaç olduğundan, hastalar bu deneyin sonuçlarından hemen faydalanabilirler. Ulusal Kanser Enstitüsü Kanser Teşhis ve Tedavi Bölümü başkanı James H. Doroshow şöyle diyor : "Bu deney, ancak Ulusal Kanser Enstitüsü sponsorluğundaki Onkoloji Kooperatif Grubu'nca incelenebilecek bir araştırma konusunun örneğidir, çünkü deneyde test edilen ilaç 30 yılı aşkın süredir bu hastalığın tedavisinde kullanılıyor ve çoktan onaylanmış bir ürünü test etmek ticari kuruluşlar için pek de cazip değildir."
Birleşik Devletler’de 2008 yılında yaklaşık 13.290 AML hastası teşhis edilecek. Hastaların çoğu yetişkin ve yarısı 60 yaşın altında. Sonuç olarak, Akut Miyelositer Lösemi hastalarının sadece yüzde 33’ü hayatta kalabiliyor ve hayatta kalma şansı hastanın yaşı yükseldikçe azalıyor. AML tedavisindeki gelişmeler büyük oranda, giriş tedavisine alınan ilk tepkiyi arttırabilmeye bağlı.
Bu yazı KanseriTedaviEt.com'da yayınlanmıştır - Yüksek Doz Kemoterapi, Akut Miyelositer Lösemi (AML) Hastalarının Ömrünü Uzatıyor
Yüksek Doz Kemoterapi, Akut Miyelositer Lösemi (AML) Hastalarının Ömrünü Uzatıyor
KanseriTedaviEt.com | Pazartesi, Mart 02, 2009 | 0 yorum » | Yazı boyutu :Etiketler : Acute Myeloid Leukemia, Akut Miyelositer Losemi, AML, ara-C, Cytarabine, Daunorubicin, E1900, Haber, Kan Kanseri, Kemik Iligi Kanseri, Kemoterapi
Bu ay en çok okunanlar
-
Aşağıda derlemiş olduğum orjinali 19.02.2009 tarihli yazıyı WebMD sitesinden aldım. Yazar R. Morgan Griffin, kanser ve kemoterapi konusunda...
-
Prostat tüm erkeklerde bulunan küçük bir kestane ya da ceviz boyutundaki bir organ. Görevi spermleri taşıyan meninin penisten dışarı çıkması...
-
MedicineNet'in haberine göre yeni bir hedefli kanser ilacının, Herceptin gibi yedi tane ilaç başarısız olduktan sonra metastatik meme k...
-
Sigara tüketiminin neden olduğu akciğer kanseri tüm dünyada bir numaralı ölüm nedenlerinden biri. Akciğer kanserine yakalananların büyük ölü...
-
Maddeyi atomik ve moleküler seviyede kontrol eden nanoteknoloji ile kanserin erken teşhisi ve kişiye özel tedavisi için yürütülen çalışmalar...
-
MedicineNet'in haberine göre, yeni bir çalışma denenen, birden fazla ilacın beraber kullanıldığı bir tedavi, safra kanalı kanseri hasta...
-
En hızlı yayılan beyin kanseri türlerinden glioblastomaya yakalanan hastalara, teşhis konduktan sonra ortalama 15 ay ömür biçiliyor. Duke Ün...
-
Tanı koyma süresinin hayati önem taşıdığı ağır travma geçirmiş olgularda, kısa sürede elde edilen tüm vücut görüntüleri (kemik yapılar, iç o...
-
MedicineNet'in haberine göre, iki yeni araştırmanın sonuçları opiyat bazlı ağrı kesicilerin kanserli hücrelerin büyümesini ve yayılması...
-
Davut Topcan, genç yaşta kansere yakalanmış hastalardan biri. Tedavisi halen devam ediyor. Hastalığı yakalandıktan sonra alternatif kanser t...
0 yorum
Yorum Gönder