Forbes'ın haberine göre Avustralyalı bilim adamları kronik böbrek yetmezliği hastalarının belirli kanser türlerine yakalanma riski daha fazla. Bu hastaların daha dikkatli olması ve kanser tarama testleri yaptırması hayati önem taşıyor.
Avustralyalı bilim adamlarının bulgularına göre hafif deredece kronik böbrek yetmezliği olan yaşlı erkeklerin belli kanser türlerine yakalanma riski daha yüksek.
Özellikle akciğer ve idrar yolu kanserine (prostat kanseri değil) dikkat çeken araştırma, daha önce son evredeki böbrek yetmezliği olan veya böbrek nakli olan hastaların malignite (bir hastalık ya da tümörün hızla ölüme yol açan bir gelişme ya da anormal belirtiler göstermesiyle karakterize eğilimi; kanserleşme derecesi) riskilerinin daha fazla olduğuna dair kanıtları güçlendiriyor.
Westmead Avustralya'daki Center for Transplant and Renal Research at Children's Hospital doktorlarından Germaine Wong liderliğindeki ekibin yürüttüğü araştırmanın sonuçları 30 Nisan'da online olarak Journal of the American Society Nephrology'da yayınlandı.
Ulusal Böbrek Birliği'ne göre, 26 milyon Amerikalı'da kronik böbrek yetmezliği var ve siyahlar, hispanikler, Amerikan yerlileri, Pasifik adalarının halkı da dahil olmak üzere yaşça büyük kişilerin bu hastalığa yakalanma riski oldukça yüksek.
Yapılan yeni çalışmada Wong ve ekibi yaşları 49-97 arasında ve çoğunluğu beyaz olmak üzere 3.600 Avustralyalı erkeğe ait verileri analiz etti.
Çalışma süresince erkeklerinde yüzde 20'sinde kanser ortaya çıkarken, araştırma ekibi hafif derecede böbrek yetmezliği olan erkeklerin belli kanser türlerine yakalanma olasılığının yüzde 39 daha yüksek olduğunu buldu.
Ekip ayrıca "ileri derecede" böbrek yetmezliği olan erkeklerin kansere yakalanma riskinin, böbrek fonksiyonları normal bir erkeğe göre göre üç kat daha fazla olduğunu gördü.
Daha fazla araştırma yapılması gerektiğini kabul etseler de Avustralyalı ekibin teorisi, böbrek hastalığı ve kanserin, kronik böbrek yetmezliği sonucu bütün vücuda tesir eden inflamasyonla (çeşitli mikrobik ajanlar veya toksinlerine karşı vücudun göstermiş olduğu hararet artması, kızarıklık ile karakterize iltihabi reaksiyon) bağlantılı olabileceği yönünde.
Baltimore'daki Maryland Üniversitesi Tıp Fakültesi nefroloji bölümü direktörü Dr. Matthew Weir bu bulguları "önemli yeni bilgiler" olarak tanımlıyor :
"Yıllardır son evrede böbrek hastalığı olan kişilerin malignite riskinin genelde yüksek olduğunu, böbrek kanseri riskinin de kısmen yüksek olduğunu zaten biliyorduk. Bu çalışma ise daha önceki bulguların mantıklı bir uzantısı. Şimdi görüyoruz ki kanser riski ve böbrek hastalığı arasındaki ilişki listenin en tepesinde."
"Bu şu anlama geliyor, kronik karaciğer yetmezliği olan kişierin kanser taraması yaptırması, bizlerin de bu kişilerin riskini nasıl izleyeceğimize odaklanmamız gerekiyor. Ayrıca kronik böbrek yetmezliğinde en iyi seçeneklerden biri olan organ naklini düşünen hastalara immunosupresyon (bağışıklık sisteminin baskı altına alınarak susturulması. immunosupresyon kanserli hastalarda tümörüm büyüme ve yayılmasını hızlandırır) uygulanacağından, bu hastalara (gizli) malignite olan kişilerden nakil yapılmaması da çok önemli."
Detroit'taki St. John Hospital and Medical Center nefroloji bölümü doktorlarından ve Amerika'daki en büyük diyaliz merkezlerinden biri olan DaVita'nın başkan yardımcısı olan Robert Provenzano da bulguların böbrek yetmezliğiyle ilgili daha önceki bilgileri desteklediğini düşünüyor :
"Son beş yılda gördük ki kronik böbrek yetmezliği olan hastaların diğer hastalara göre çok daha yüksek bir ölüm oranı var. Yani kanser ve hafif derecede böbrek yetmezliği ile ilgili bu bulgular beni hiç şaşırtmadı, çünkü bir kişide "ılımlı" böbrek yetmezliği olması kavramı çok yanlış bir kullanım. Bu "sizde ılımlı AIDS" var demek gibi birşey. Eğer sizde herhangi bir yaşta, herhangi bir derecede kronik böbrek yetmezliği varsa, zaman içersinde sizdeki inflamasyon tetiklenecektir. Bu da daha sonra bir kalp krizine sebep olacak veya kanserli hücreleri yok etmenize engel olacak kan damarlarının iç yüzeyinde inflamasyon gibi kötü şeyleri beraberinde getirecektir."
"Kronik böbrek yetmezliğine ve kansere yakalanma şansı yaş ilerledikçe artıyor, bu bir gerçek. Buradaki mesaj şu, kronik böbrek yetmezliği hafif derecede bile olsa, doktor ve hastalar bu tip endişeleri izlemek için her zaman uyanık olmalılar."
Bu yazı KanseriTedaviEt.com'da yayınlanmıştır - Kronik Böbrek Yetmezliği Bazı Kanserlerin Riskini Artırıyor
Kronik Böbrek Yetmezliği Bazı Kanserlerin Riskini Artırıyor
KanseriTedaviEt.com | Salı, Mayıs 12, 2009 | 0 yorum » | Yazı boyutu :Etiketler : Bobrek, Haber, Kronik Bobrek Yetmezligi, Malignite
Bu ay en çok okunanlar
-
Aşağıda derlemiş olduğum orjinali 19.02.2009 tarihli yazıyı WebMD sitesinden aldım. Yazar R. Morgan Griffin, kanser ve kemoterapi konusunda...
-
Prostat tüm erkeklerde bulunan küçük bir kestane ya da ceviz boyutundaki bir organ. Görevi spermleri taşıyan meninin penisten dışarı çıkması...
-
MedicineNet'in haberine göre yeni bir hedefli kanser ilacının, Herceptin gibi yedi tane ilaç başarısız olduktan sonra metastatik meme k...
-
Kanser, günümüzün en önemli sağlık sorunlarından birisi. Sık görülmesi ve öldürücülüğünün yüksek olması nedeniyle de bir halk sağlığı sorunu...
-
Maddeyi atomik ve moleküler seviyede kontrol eden nanoteknoloji ile kanserin erken teşhisi ve kişiye özel tedavisi için yürütülen çalışmalar...
-
Sigara tüketiminin neden olduğu akciğer kanseri tüm dünyada bir numaralı ölüm nedenlerinden biri. Akciğer kanserine yakalananların büyük ölü...
-
Tanı koyma süresinin hayati önem taşıdığı ağır travma geçirmiş olgularda, kısa sürede elde edilen tüm vücut görüntüleri (kemik yapılar, iç o...
-
Davut Topcan, genç yaşta kansere yakalanmış hastalardan biri. Tedavisi halen devam ediyor. Hastalığı yakalandıktan sonra alternatif kanser t...
-
Köpekbalığının kansere yakalanmayan tek canlı olduğu ve bu nedenle köpekbalığından elde edilecek kıkırdak, karaciğer yağı gibi ürünlerin de ...
-
Radyoterapi; radyo cerrahi; uzay neşteri... Kanserli hastaların tedavisinde hangi tür cihazlar kullanılıyor? Hangi tür kanserde hangi tedavi...
0 yorum
Yorum Gönder