Koruyucu önlemler, farkındalığın artırılması, tedaviye ulaşımın yanı sıra birey üzerindeki psikososyal sonuçlarının tanınması ve tedavi edilmesi de çok önemli.
Kanser hastaları veya ailelere yönelik psikososyal müdahaleler, kriz odaklı eğitim danışmanlığı, psikodinamik, bilişsel yaklaşımlar, gevşeme, hipnoterapi, meditasyon teknikleri, grup terapileri ve ilaç tedavileri şeklinde olabiliyor.
Türkiye Psikiyatri Derneğinden 4 Şubat Dünya Kanser Günü dolayısıyla yapılan yazılı açıklamada, kanserin ruhsal ve toplumsal boyutlarının göz ardı edilmemesi gerektiği vurgulandı.
Küresel kanser yükünün her geçen gün arttığı vurgulanan açıklamada, koruyucu önlemler, farkındalığın artırılması, tedaviye ulaşımın yanı sıra birey üzerindeki psikososyal sonuçlarının tanınması ve tedavi edilmesinin de çok önemli olduğuna dikkat çekildi.
Açıklamada, kanserin kişinin ve çevresinin yasam kalitesini büyük ölçüde etkileyerek, ağır ruhsal-toplumsal sorunlara yol açan bir olgu olduğu ve psiko-onkoloji'nin önemine değinildi. 2008 yılı Dünya Kanser Raporu verilerine göre; ruh sağlığı hizmetlerinden nüfusun geneline kıyasla kanser tedavisi görenlerin daha yüksek oranda faydalandıkları, bununla birlikte yüksek maliyet nedeniyle bu hastaların önemli bir bölümünün ruh sağlığı hizmetlerine ihtiyaç duymalarına rağmen bunlara erişemediklerinin saptandığına işaret edildi. Ayrıca kanser hastalarının, sağlık personeliyle etkileşim konusunda memnuniyetsiz oldukları belirtildi ve şunlar kaydedildi:
ŞOK, İNKAR, YÜZLEŞME VE DEPRESYON...
''Kanser teşhisiyle karsılaştığında birçok insan şok ve inanmama ile karşılık verir ve bunları anksiyete, depresyon takip eder. Çoğu durumda birkaç hafta içinde hastalar hastalıkları ile yüzleşmeyi öğrenirler. Yine de kanser hastalarının ciddi bir kısmı profesyonel müdahale gerektiren kalıcı psikolojik rahatsızlıklar gösterebilirler. Dünya Kanser Raporu'nda belirtilen verilere göre tüm kanser hastalarının üçte birinin kronik bir biçimde yüksek stres düzeyine sahip oldukları ve bu durumun hastalığa uyumu zorlaştırarak, hastalığın seyrini olumsuz etkilediği gösterilmiştir.
Yine Dünya Kanser Raporu verilerine göre, Kuzey Amerika, Avustralya, Avrupa ülkeleri, Orta Doğu, Güney Afrika, Güney Amerika ve Asya'da hastalığın seyri boyunca çeşitli dönemlerde anksiyete bulguları ve anksiyete bozuklukları için yüzde 6,3'ten yüzde 47,2'ye, depresif belirtiler ve klinik düzeyde depresyon için yüzde 7,8'den yüzde 57'ye kadar değişen sıklıklarda görülebilmektedir. Kanserli hastalarda travma sonrası stres bozukluğuna da rastlanmaktadır. Genellikle ilerlemiş kanserli hastalarda zaman ve yer yöneliminde bozulma, bilinç bulanıklığı, düşünce içeriği, algılama, dikkat ve bellek bozuklukları görülür.''
Hasta yakınlarının da bu süreçten olumsuz etkilenebildiği ifade edilen açıklamada, iyi bir evlilik ilişkisinin kanser stresine karsı bir tampon oluşturabileceği ve hastanın daha az sıkıntı yasamasını sağlayabileceği belirtildi.
PSİKOSOSYAL MÜDAHALE GEREKLİ
Açıklamada, prostatın ameliyatla alınması veya hormon terapisi gibi prostat kanseri tedavilerinin erkeğin cinsel partner kimliğiyle kendine güvenini azaltabileceği vurgulanarak, ''Meme kanseri olan kadın hastalarda, memenin ameliyatla alınması ve yarattığı fiziksel ve ruhsal sonuçlar nedeniyle vücutları hakkında olumsuz düşüncelere ve cinsel sorunlara rastlanmaktadır. Çocuk/ergenlerin aile içinde iletisim sorunları ve kendini ifade etme gibi zorlukları olabilmektedir; annenin depresyonu bu süreçte sağlıklı ebeveyn rolünü etkileyebilmektedir'' denildi.
ONKOLOJİ ÇALIŞANLARI YETERSİZ
Dünya Kanser Raporu verilerine göre, onkoloji çalışanlarının kanser hastalarının ve ailelerinin psikososyal ihtiyaçlarını tespit konusunda yetersiz kaldığına dikkat çekilen açıklamada, ''Araştırmalar klinisyenlerin yüksek düzeyde anksiyete veya depresyon içindeki ve psikososyal danışmanlığa ihtiyaç duyan hastaları belirleyemediğini göstermektedir'' ifadesine yer verildi.
Açıklamada, kanserle yüz yüze gelen bireyler veya ailelere yönelik psikososyal müdahalelerin, kriz odaklı eğitim danışmanlığı, psikodinamik, bilişsel yaklaşımlar, relaksasyon (gevşeme), hipnoterapi, meditasyon teknikleri, grup terapileri (ifade etme-varoluşsal, bilişsel-davranışsal, psiko-eğitimsel) ve çiftler veya ailelere yönelik müdahaleler ve ilaç tedavileri şeklinde olabildiği belirtildi.
Kaynak : ntvmsnbc
Bu yazı KanseriTedaviEt.com'da yayınlanmıştır - Kanserin Psikololik ve Psikososyal Etkileri
Kanserin Psikololik ve Psikososyal Etkileri
KanseriTedaviEt.com | Perşembe, Şubat 11, 2010 | 0 yorum » | Yazı boyutu :Etiketler : Haber
Bu ay en çok okunanlar
-
Aşağıda derlemiş olduğum orjinali 19.02.2009 tarihli yazıyı WebMD sitesinden aldım. Yazar R. Morgan Griffin, kanser ve kemoterapi konusunda...
-
Prostat tüm erkeklerde bulunan küçük bir kestane ya da ceviz boyutundaki bir organ. Görevi spermleri taşıyan meninin penisten dışarı çıkması...
-
Kanser, günümüzün en önemli sağlık sorunlarından birisi. Sık görülmesi ve öldürücülüğünün yüksek olması nedeniyle de bir halk sağlığı sorunu...
-
MedicineNet'in haberine göre yeni bir hedefli kanser ilacının, Herceptin gibi yedi tane ilaç başarısız olduktan sonra metastatik meme k...
-
Tanı koyma süresinin hayati önem taşıdığı ağır travma geçirmiş olgularda, kısa sürede elde edilen tüm vücut görüntüleri (kemik yapılar, iç o...
-
Köpekbalığının kansere yakalanmayan tek canlı olduğu ve bu nedenle köpekbalığından elde edilecek kıkırdak, karaciğer yağı gibi ürünlerin de ...
-
Maddeyi atomik ve moleküler seviyede kontrol eden nanoteknoloji ile kanserin erken teşhisi ve kişiye özel tedavisi için yürütülen çalışmalar...
-
Davut Topcan, genç yaşta kansere yakalanmış hastalardan biri. Tedavisi halen devam ediyor. Hastalığı yakalandıktan sonra alternatif kanser t...
-
Sigara tüketiminin neden olduğu akciğer kanseri tüm dünyada bir numaralı ölüm nedenlerinden biri. Akciğer kanserine yakalananların büyük ölü...
-
En hızlı yayılan beyin kanseri türlerinden glioblastomaya yakalanan hastalara, teşhis konduktan sonra ortalama 15 ay ömür biçiliyor. Duke Ün...
0 yorum
Yorum Gönder