Meme Kanseri İlacı Tamoxifen Akciğer Kanserinde de Etkili

KanseriTedaviEt.com | Perşembe, Ocak 27, 2011 | 0 yorum »

Akciğer KanseriBazı meme kanseri türlerinin tedavisinde kullanılan Tamoxifen adlı ilacın, akciğer kanserine yakalananlarda da etkili olabileceği belirlendi.

Amerikan ''Cancer'' dergisinde yayımlanan araştırmaya, 1980-2003'te meme kanserine yakalanan, yüzde 46'sı antiöstrojen tedavisi gören 6 bin 655 kadın katıldı.


Katılımcıların durumunu 2007'ye kadar izleyen Dr. Elisabetta Rapiti ve ekibi, antiöstrojen tedavisi görenlerin akciğer kanserinden ölüm riskinin yüzde 87 az olduğunu gördü.

Meme Kanseri İlacı Tamoxifen Akciğer Kanserinde de EtkiliRapiti, sonuçların akciğer kanserine hormon etkisinin söz konusu olabileceğine dair tezleri güçlendirdiğini belirterek, başka araştırmaların da bu sonuçları doğrulaması ve akciğer kanserine yakalananların yaşam süresinin antiöstrojenlerle artabileceğini göstermesi durumunda yeni tedavi yöntemlerinin geliştirilebileceğini söyledi.

Daha önce yapılan araştırmalar, menopoz nedeniyle östrojen tedavisi gören kadınların akciğer kanserinden ölme riskinin daha fazla olduğunu göstermişti.

Tamoxifen, meme kanserinin tedavisinde ve meme kanserinin oluşmasını engellemekte kullanılan en yaygın antiöstrojen ilaç.

Kaynak : ntvmsnbc

Bu yazı KanseriTedaviEt.com'da yayınlanmıştır - Meme Kanseri İlacı Tamoxifen Akciğer Kanserinde de Etkili

Yazının devamı için tıklayın...

Çok Sıcak ve Hızlı Yemek Mide Kanseri Riskini Artırıyor

KanseriTedaviEt.com | Perşembe, Ocak 20, 2011 | 0 yorum »

Mide KanseriMide kanseri ile beslenme ilişkisinin araştırıldığı çalışmada, yemekleri çok sıcak yemenin 3.3, çok hızlı yemenin ise 5.4 kat risk yarattığı belirlendi. Çalışmada, yiyeceklere fazla tuz eklenmesinin 4.2, gün aşırı tuzlu ayran tüketiminin 1.8, tuzlu tereyağının 1.5, her gün ve her öğün turşu yenilmesinin 7 kat; sucuğun haftada 1-2 kez tüketilmesinin 3, haftada 1-2 kez hamur tatlısı tüketilmesinin 7.5 kat risk taşıdığı belirlendi.

Yeşil yapraklı sebzelerin, soğan ve sarımsağın günde bir kez tüketilmesinin ise mide kanseri riskini azalttığı, helikobakter piloriden korunulması ve tanı halinde mutlaka tam tedavinin şart olduğu ifade edildi.

Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Onkoloji Hastanesi Başhekimi ve Medikal Onkolog Prof. Dr. Şuayib Yalçın, beslenme şekli ile mide kanserinin birbiri ile ilişkili olduğunu söyledi.

Mide kanserinde tedavi seçeneklerinin kısıtlı olduğunu, bu nedenle koruyucu hekimliğin önem kazandığını vurgulayan Yalçın, beslenme şekli, yaşam tarzı değişikliği ve tütün kullanımının sonlandırılması ile riskin önemli ölçüde azaltılabileceğini ifade etti.

Çok Sıcak ve Hızlı Yemek Mide Kanseri Riskini ArtırıyorYalçın, mide kanseri tanısı konmuş yetişkinlerin beslenme ve yaşam tarzına ilişkin alışkanlıklarının mide kanseri riski üzerine etkilerini değerlendirmek amacıyla yapılan çalışmada önemli sonuçlar elde edildiğini belirtti.

Çalışmada, tüm katılımcılara beslenme alışkanlıklarını ve besin tüketim sıklığını saptayacak nitelikte bir anket uyguladığını belirten Yalçın'ın verdiği bilgiye göre, katılımcılar çalışmadan 3.5 ay önce tanı konulan hastaları kapsıyor.

Çalışmada, tanı almadan önce mide kanserli hastaların yüzde 55.7'sinde bir ya da daha fazla tanı konmuş mide hastalığının varlığı dikkat çekiyor. En sık görülen mide hastalıklarının başında yüzde 50.9 gastrit ile yüzde 44.1 ülser geliyor. Mide kanserli hastaların yüzde 12.3'ününe, kontrol grubundakilerin ise yüzde 8.5'inin ailesinde mide kanseri öyküsü bulunuyor.

SİGARA VE ALKOL KULLANIMININ ETKİSİ BÜYÜK

Çalışma grubunda sigarayı bırakan ve hala içen kişilerin yüzde 59,4'ünün, 13-23 yıl boyunca günde 13-22 adet sigara içtikleri belirtiliyor. Kontrol grubundakilerin yüzde 55,7'sinin de 11-23 yıl 8-12 adet sigara içtiği ifade ediliyor.

Öte yandan, her iki grupta alkol kullanma oranları çok fazla olmamakla birlikte, mide kanserli hastaların tükettikleri alkol miktarının kontrol grubundakilerden anlamlı derecede fazla olduğu vurgulanıyor.

FAZLA TUZ TÜKETİMİ MİDE KANSERİNİ TETİKLİYOR

Çalışmanın en dikkat çekici sonuçları ise şöyle:

''Çok hızlı yemek, mide kanseri riskini yaklaşık 5.4 kat arttırıyor. Yemekleri çok sıcak yemek, istatistiksel açıdan önemsiz olmakla birlikte 3.3 kat risk yaratıyor. Yemeklerin tuzlu yenilmesi, tuzsuz yenilmesine oranla mide kanseri riskini anlamlı derecede yükseltiyor. Bu nedenle, sofrada tadına bakmadan yiyeceklere tuz eklenmesi riski yaklaşık olarak 4.2 kat artırıyor. Mide kanseri açısından gün aşırı tuzlu ayran tüketimi 1.8, tuzlu tereyağı 1.5 riske yol açıyor. Tuzlu çekirdek her gün tüketilen bir yiyecek olmamasına karşın, gün aşırı tüketilmesi halinde riski yaklaşık 1.3 artırırken, her gün ve her öğün turşu yenilmesi de 7 kat risk yaratıyor. Günde bir kez kırmızı et tüketilmesi mide kanserine yol açabiliyor. Özellikle, işlenmiş et ürünü olan sucuğun haftada 1-2 kez tüketilmesi ortalama 3 kat risk yaratıyor. Çalışmada, şeker kullanımına da dikkat edilmesi tavsiye ediliyor. Haftada 1-2 kez hamur tatlısı yenilmesi, mide kanseri açısından 7.5 kat risk taşıyor. Sık tüketim açısından kolalı içecekler riski yaklaşık 3.4 ve gazlı içecekler 6 kat artırıyor.

SOĞAN VE SARIMSAK RİSKİ AZALTIYOR

Yeşil yapraklı sebzeler, soğan ve sarımsağın günde bir kez tüketilmesi, mide kanseri riskini azaltıyor. Mide kanserinden korunmak için, turşu, salamura yiyecekler ve hazır çorba gibi çok miktarda tuz içeren yiyeceklerden uzak durulması, peynir gibi çok tuzlu yiyeceklerin tuzsuzlarının tercih edilmesi öneriliyor. Şeker ve şekerli yiyeceklerin mümkün olduğunca az tüketilmesi, vücut ağırlığının korunması tavsiye ediliyor. Diyette tuz ve tuzlu besinlerin tüketiminin azaltılması, sebze ve meyve tüketiminin arttırılması, sigaranın bırakılması ve helikobakter piloriden korunulması ve tedavi edilmesi gerekiyor.

Kaynak : ntvmsnbc

Bu yazı KanseriTedaviEt.com'da yayınlanmıştır - Çok Sıcak ve Hızlı Yemek Mide Kanseri Riskini Artırıyor

Yazının devamı için tıklayın...

Cilt KanseriYeni araştırma, eklem iltihabı ve akut ağrı tedavisinde kullanılan bir ilacın, melanom harici deri kanserlerine karşı güneş kremlerine oranla daha iyi koruma sağladığı ortaya çıktı.

Rochester Üniversitesi dermatoloji bölüm başkanı ve yeni araştırma makalesinin yazarı olan Alice Pentland, bir siklooksijenaz-2 enzimi inhibitörü olan selekoksib etken maddesini taşıyan ilaçların yüksek deri kanseri riski taşıyan kişilerde yeni kanser kitlelerinin oluşumlarını önleyebileceğini söylüyor. Yapılan araştırmada söz konusu ilaçların, melanom harici deri kanser kitlelerinin oluşumunu yüzde 62 oranında azalttığı tespit edilmiş durumda. Bugün bu tip deri kanserlerinin özellikle genç yaş gruplarında artış gösterdiği ve her yıl hastalığa karşı milyarlarca liralık tedavi giderlerine ihtiyaç duyulduğu belirtiliyor.

Kontrol gruplarını da içermek üzere birden fazla merkezde yürütülen araştırmada, yaşları 37 ile 87 arasında değişen 240 denek yer almış. Katılımcıların her biri melanom dışı deri kanseri geliştirme riski taşıyan ve 10 ila 40 aktinik keratoz (tırnak büyüklüğünde ve deri kanserine dönüşme potansiyeline sahip, genellikle kollar gibi yoğun biçimde güneş ışınlarına maruz kalan bölgelerde bulunan pul, pul benek oluşumları) taşıyan kişilerden seçilmiş.

Katılımcıların yarısına, günde iki defa olmak şartıyla 200’er miligramlık kapsüller halindeki selekoksib verilirken diğer yarıya plasebo uygulanmış. Deney sırasında ilaç katılımcılara, aktinik keratoz durumlarına göre üç, altı ve dokuz aylık sürelerle verilirken, iyileşme göstermesinin ardından tekrar keratoz, bazal hücre sarkinoması ve yassı hücreli sarkinoma gelişen hastalara ilaç 11 ay süreyle tekrar uygulanmış. Uygulama sonunda selekoksib verilen hastaların gözle görülür bir iyileşme gösterdikleri saptanmış.

Selekoksib İçeren Ağrı Kesiciler Cilt Kanseri Tedavisinde KullanılabilirSelekoksib gibi siklooksijenaz-2 enzim inhibitörlerinin eklem iltihapları ve yetişkinlerdeki akut ağrıların tedavisinde kullanılıyor olmalarına karşın gastointestinal ve kardiyovasküler sistemi hedef alan bazı yan etkilerinin olduğu da biliniyor. Buna karşın deri kanserine yönelik olarak yürütülen son test sürecinde, her iki grupta da bu yan etkilere dair ciddi bir semptomun gözlenmemiş olması araştırmacıları şaşırtmış.

Çalışmayı yürüten Pentland, selekoksib ve benzeri inhibitörlerin ya da diğer terapilerin deri kanserini önleyici etkilerinin olmasının güneş kremi ve diğer koruyucu önlemlerin, özellikle de güneş ışınlarının en üst seviyeye ulaştığı saatlerde bir kenara bırakılması anlamına gelmediğinin üzerinde önemle duruyor.

Bu yazı KanseriTedaviEt.com'da yayınlanmıştır - Selekoksib İçeren Ağrı Kesiciler Cilt Kanseri Tedavisinde Kullanılabilir

Yazının devamı için tıklayın...